~KURTLAR VADÎSÎ SURÎYE~ 1.bölüm

[SIZE="5"]
--2011. yil. yaz..--
+Türkiye.Îstanbul.Polatin ofisi+
(Polat kendi ofisinde oturmuş, Îhtiyarlarin ona verdiyi "Suriye ile ilişkiler ve Türkiye’nin ‘Yeni Ortadoğu politikası" adli bir kitap okuyor...)
POLAT ALEMDAR: (okuyor) Türkiye, Suriye için çok risk aldı, çok yatırım yaptı. Suriye, Irak’tan sonr ABD’nin hedefindeki ikinci ülkeydi.
Amerika’nın tüm tehdit ve uyarıların rağmen Türkiye bu ülkeyi adet Amerika’nın pençeleri arasından çekti aldı. Bugün ise tıpkı Libya ve Yemen
gibi Suriye de çöküyor. Nüfusları % 10’u bile bulmayan Aleviler 40 yıldır
sürdürdükleri zorbalıkla-idare anlayışını bundan sonra da sürdürebileceklerini sanıyorlar. Esad Yönetimi Türkiye’nin her fırsatta dile getirdiği reformlar için çok geç kaldı.
Ve Nusayriler çok iyi biliyorlar ki ülke demokratikleşirse iktidar ve tüm ayrıcalıkları ellerinden kayıp gider. Suriye’nin çöküşü Türkiye açısında bakıldığında Libya veya Yemen’e benzemiyor. Suriye çökerse bunun Kürt sorunundan ekonomiye birçok
konuda Türkiye’yi de sarsacağı
aşikâr. Çünkü Suriye komşumuz olmanın ötesinde Türkiye’nin sosyal, kültürel, etnik ve ekonomik açılardan
uzantısı gibi. Dahası Suriye hem coğrafi hem de kültürel açıdan Ortadoğu’nun giriş kapısı gibi. Türk ihracat malları bu
ülke üzerinden diğer ülkelere taşınıyor. Tüm bu etkenlerin ışığında denebilir ki Suriye ile ilişkiler Türkiye’nin ‘Yeni Ortadoğu
politikası’nın bel kemiğini oluşturuyor.
Peki, Suriye çökerse bu çöküş yeni Türk dış politikasının da çöküşü
anlamına gelir mi? Başka türlü soracak olur isek bazılarının iddia
ettiği gibi Davutoğlu Suriye ve genel olarak Ortadoğu politikalarında
başarısız mı? Dış politikada başarı-başarısızlık
muhasebesinde 3 temel ölçüt vardır:
a)siyasi
b) ekonomik çıkarlarınızı
koruyabiliyor musunuz
c) onurlu bir
dış politika izliyor musunuz? Türkiye
ABD’nin Suriye’ye girmesini engellerken ve Suriye’yi dış dünya ile
entegre etmeye çalışırken çok
haklıydı. Böylece bölgesinde ikinci bir
Irak trajedisi yaşanmasına engel oldu.
Sınırlar gevşetildi, ekonomik ve siyasi
ilişkilerin önündeki engeller kaldırıldı. Suriye’ye Ürdün, Lübnan ve diğerleri
de eklendi. Türkiye Doğu ile gelişen
ilişkileri sayesinde Batı’da yaşanan
ekonomik krizlerden de kendisini
korumasını bildi. Ayrıca bu çabası
sayesinde bölgede büyük bir saygınlık elde etti. Kısacası Türkiye’nin Suriye
politikası Arap Baharı’na kadar her
açıdan başarılı bir dış politikadır. En
önemlisi Türkiye’nin Suriye politikası
ideolojik tercihlerin ötesinde bir
politikadır. Nitekim ilk yıllarda dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de ABD’nin tehditlerine rağmen Şam’ı ziyaret ederek yeni
Suriye politikasına katkı vermiştir. Arap Baharı patlak verdikten sonra Türkiye’nin Ortadoğu politikasında
ciddi değişiklikler olmuştur. Ancak
burada da ilkesizlikten ziyade, yeni
şartlara gerekli cevapları vermek
vardır. Başka bir ifade ile değişen Türkiye değil, muhatapları
olmuştur. Türkiye yaşanan ayaklanmalara ve olağanüstü
karmaşaya rağmen istikrarı, diyaloğu
ve işbirliğini savunmaya devam
etmiştir. Çatışmaların barışçıl araçlarla
durdurulabilmesi için elinden gelen
çabayı göstermiştir. Bir yandan diktatörlerin insan hakları ihlallerine
karşı çıkılmış ve zor durumda kalan
siviller risk alınarak çatışma
bölgelerinden tahliye edilmiştir, diğer
taraftan ise çatışan tarafları uzlaştırma
gayreti içinde olunmuştur. Libya bunun iyi bir örneğidir. Türkiye b tavrıyla zaman zaman ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamamış görünse de,
günün sonunda kazanan taraf
olmuştur. Mısır’da çatışmalar nedeniyle
duran ekonomik ilişkilerin düzenin nispeten kurulmasıyla önceki
durumundan daha iyi bir noktaya
çıkması bunun göstergesidir. Suriye’de
de Türkiye şu ana kadar ilkeli davranmaktadır. Sadece kendi
çıkarlarını korumamakta, Suriye’nin de
çıkarlarını gözetmektedir. Kısa vadede
böylesine zorlu bir dış politikayı
yürütmek bazı kayıplara yol açabilir.
Ancak olaylar durulup, toz duman dağıldığında hem Türkiye hem de
bölge kazanacaktır..(kitapi bağlar ve masasinin alt hissesindeki kucuk seyfe koyar)
(...bu sirada kapi açilar ve içeri adami Abdülhey girer...)
ABDULHEY: Abi,...
POLAT ALEMDAR: evet?
ABDULHEY: "Îhtiyarlar Başkani" seninle görüşmek istiyor.
POLAT ALEMDAR: buradami?
ABDULHEY: hayir, senle gizli bir yerde gorusmek istiyor(elini cebine aparar ve bir zarf çikarip Polata verer)
POLAT ALEMDAR: bu ne?(zarfi açar ve bakar)
ABDULHEY: abi, senle goruseceyi yerin adresi...
POLAT ALEMDAR: allah, allah?(zarfa dikkatle bakar)

+Arnavutköy.Şamir'in mekani+
(.Şehir kenari villa...Villada karanlik bir odada Şamir ve adami Kaşifoğlu sohbet ediyor.)
KAZIM KAŞÎFOĞLU: beni neden çagirdiniz?
ŞAMÎR HEBRON: duydum ki, bu aralar TC Suriye ile baya iygileniyormuş, eğer "Îhtiyarlar" Polati bu işe de soksalar,Îsrail(Filistin) gibi olmasina asla müaside etmem.(yumruğunu sikar)
KAZIM KAŞÎFOĞLU: efendim, siz hic merak etmeyin, Ersoy Ulubey'in kisasini Polat'dan alicam.Eğer Suriye'ye birileri gidecekse onlar bizim adamlarimiz olucak.
ŞAMÎR HEBRON: bilmiyorum,(gururlu) nasil yaparsan, yap, ha, bu arada Hamit ve diğer Ersoy'un kalan adamlari ile Aron birleşecemiş.Sakin buna müsaide etme, Hamit'le ve "konsey"in diğer üyeleriyle konuş, ikna et onlari, yaşamak istiyorlarsa,(ciddi) bize yaklaşsinlar.
KAZIM KAŞÎFOĞLU: emredersiniz.(ayaga kalkar ve çikar)

+Gazi Osman Paşa+
(.Gece saatleri.
Mezarlik..Polat zarfda yazilan yere gelmis, gözlemekdedir...bir kac dakika sonra uzakdan bir isilti gorur...yakinlasdikca tanimaya baslar.Gelen "Îhtiyarlar başkani"dir.Selamlasip Polatin karsisinda durar...)
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI":Tekrar hoşgeldin Polat.
POLAT ALEMDAR: Hoşbulduk.
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": doğrusu Ersoy Ulubey ve "Gladio" konusunda beklediğimizden daha iyi bir is çikardin. Seni tebrik ediyoruz."Örgütün" de bir çok önemli isimlerini de-şifre etdin.Seni kutlariz.
POLAT ALEMDAR: Teşekkür ederim.
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Senin Îskender Büyük, onun yapilanmasi, Ersoy Ulubey'in uyuyan hücrelerini çökertmen bizim sadece Turkiye'deki
elimizi rahatlatti.Ancak şimdi uzun bir aradan sonra daha buyuk bir duşmanla kapişacagiz gibi duruyor.
POLAT ALEMDAR: Kim?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Îsrail ve onun tarafdarlari.
POLAT ALEMDAR: Ne icin kapişicaz ?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Tabi ki bize ait olanlar icin.
POLAT ALEMDAR: Nedir bize ait olan?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Türk ve islam düyasi.
POLAT ALEMDAR: peki Suriyede ABD ile bir hareket edecekmiyiz?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": evet,
CIA Başkanı ile bir kez daha
konuşuldu. Ama "Bu
kez somut istekler seslendirildi", "Türkiye, Suriye'de reformlardan yana ağırlığını koyacak. Bunun karşılığında ABD, Kandil'i temizleyecek.
POLAT ALEMDAR: ama şunlara nasil güvenilir? "Tilki"nin sözüne inanmak olmaz!
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI":malesef şuanki politika bunu gerektiriyor, "kurt'un çakali mahv etmesi için tilki'den, kara karga'dan yararlanmak zorundadir."

+Çatalca.Aron'un karargahi+
(Genis bahcesi olan 3 katli karargah.(karargahin guvenliyi 15 silahli koruma ve mobese kamemeralari, siqnal sisteminin olmasi ile saglanir)...karargahin sahibi Aron Feller kendi odasinda televizyon izliyor..)
-spiker-: Suriye askerleri, Suriye'nin Türkiye
sınırı yakınındaki Harapcöz köyüne girdi. Bölgede bulunan AA muhabiri, Hatay'ın Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi köyünün hemen karşısındaki köyde askeri hareketliliği görüldüğünü ve köylülerden Suriye askerlerinin köye girdiklerine yönelik telefonlar aldıklarını belirtti. AA muhabiri, Suriye askerlerinin köydeki gözetleme kulesine daha önce köylüler tarafından çekilen Türk
bayrağını indirerek yerine Suriye bayrağını astıklarının gözlendiğini kaydetti..
ARON FELLER: (sinirli kendi-kendine) tam TC'ni yumuşak yerinden yakalamişken tüm bu olaylar hiç iyi olmadi.Şamir de Ortadoğudaki Örgütleri hala desteklemekte.(azacik sevincli) Ama sonunda Îsrail'in diktatörlerini devirip, ABD'ni diğer Cumhuriyetler arasinda "Demokrasi Tanrisi" elan ediceğiz...Tabi ki, bu bize Tüm dünyayi işgal etmemiz icin gereklidir...
(...bu an kapi acilar ve içeri Aron'un adami "Uzun" girer...)
"UZUN": efendim...
ARON FELLER: ne var?
"UZUN": yeni proje icin adamimizi iceriden çikaracakmiyiz?
ARON FELLER: (elini asasina dayar ve bir sure duşunur) evet, tabi ki...Şamir'i yalniz kendisi gibi "süper terörist" bitire biler. (guler)

+Gazi Osman Paşa+
(.Bir Otel.
in konuk salonunda Turkiyedeki Turk Halklari numayendeliklerinden ibaret bir muşavire keciriliyor.Her Turk devletinden gelen numayendeler(elm, tahsil, incesenet, devlet bakanlari, hukuk memurlari, jandarma subaylari ve s.) elece de profesor Celal Kadirov musavirede bulunuyor.Tribüne növbe ile her turk devletinden birer-birer konuk cikarak kendi sozunu soyluyor...Növbe Azerbaycani elm ve eğitim sahesinde temsil eden Ülkücü Aysel Mahmutova'ya gelir...)
AYSEL MAHMUTOVA: Iki Devlet Tek Millet Olarak Azerbaycan-Turkiye Birleşsin - Gectigimiz mayis ayinin ilk gunlerinde Türkiye ve Azerbaycan'in üst makamlari tarafcndan Türk-Islam Birliği'nin kurulmasi yolunda önemli bir adim atildi. Îki Musluman kardes ulkenin liderleri, "Iki devlet tek millet" olma yonundeki temennilerini ve onumuzdeki donemde bunu gerceklestirmek icin yapacaklari çalişmalari accklayarak Turk - Islam Birligi'ni buyuk bir heyecanla bekleyen cevrelere onemli bir mujde verdi. Hic kusku yoktur ki Sayin Celal Kadirovun oncusu oldugu ve uzun yillardir bu dogrultuda gerceklestirdigi calismalarin akabinde yasanan bu gelişmeler, Allah'in izniyle Islam ahlakinin dunya çapindaki aydinlik geleceğinin bir baslanğicidir. Turkiye; gelistireceği stratejilerle hem tum Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'da kalccc barişi temin edebilecek, hem de böyle bir birliktelikten olusacak ekonomik gucu en hakkaniyetli sekilde idare edebilecek bir tarihi birikime sahiptir. Hicbir maddi deger; tarihe yon vermis, insanliği, barişi, adaleti ve huzuru getirmis, zengin bir kulture sahip, koklu bir medeniyetin kurucusu olan bir milletin sahip oldugu tecrubenin yerini tutamaz. Gecmiste oldugu gibi bugun de Musluman Turk Milleti; sabri, imani ve guzel ahlaki ile mazlumun yaninda, zalimin karscscnda yer alacak, farklc kulturlerden ve kokenlerden gelen insanlari adalet ve hosgoru potasinda birlestirecek ve tum dunyanin ozlemini cektigi bariş ve guvenlik ortamini olusturacaktir . Bu bakimdan , tarih boyunca cihan devletleri kurarak kitalari nizama sokmus , orfunu, kulturunu buyuk bir ask ile muhafaza etmis olan Musluman Turk Milleti cok onemli bir donemectedir. Turk- Islam Birligi'nin kurulmasc tum Islam ve Turk dunyasc tarafcndan sevkle ve heyecanla beklenmektedir. Bu birligin ilk ve en onemli adcmc, Azerbaycan ve Turkiye'nin iki devlet, tek millet olarak birlesmesidir..Ben simdi buraya alkislarinizla sayin profesor Celal Kadirovu davet etmek isteyirem.
(...tribune alkişlar altinda profesor Celal Kadirov cikiyor...bu arada gelen konuklar arasinda bir "siyah gozluklu ve uzun siyah montlu" biri onu çakdirmadan izliyor...)

+Fransa..Fleury
Merogis Cezaevi+
(Hapisane mudurunun odasinda mudur ve Davut'un yeni sağ kolu, esas adami Hakkı Bafralı yuz-yuze oturmus sohbet ediyorlar...)
-Hapisane muduru-: bakin, sayin Hakkı bey, siz beni cok zordurumda burakiyorsunuz.(heyacanli)
HAKKI BAFRALI: ne zor durumu lan, hey ay parani biz vermiyormuyuz?(sinirli)
-Hapisane muduru-: veriyorsunuz, ama?(mahcup)
HAKKI BAFRALI: ne amasi, hic bir bahane istemem adamimizi icerden cikart, vessalam...(sag elini masaya cirparak)
-Hapisane muduru-: bir sey ayarlamaya calisirim...(korkarak)
HAKKI BAFRALI: ayarlama, hall et, yoksa (sag eli ile yumruk gosterir)

+Türkiye.Istanbul.
Qazi Osman Paşa+
(.Bir Otel.Otelin konuk salonunda Turkiyedeki Turk Halklari numayendeliklerinden ibaret bir musavire keciriliyor.Celal Kadirov tribunde konusuyor...bu arada gelen konuklar arasinda bir "siyah gozluklu ve uzun siyah montlu" biri onu cakdirmadan izliyor...daha sonra her kesden uzak bir semte kisilip, cep telefonunu cikariyor ve bilinmez bir numaraya zeng ediyor...)
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: efendim, siz Celala akillansin diye son bir sans verdiniz, ama, o hep kendi bildiyini yapiyor...
-ses-: o şimdi nerede?
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: Istanbulda.Bir Otelde Turk Halklarinin musaviresinde.
-ses-: becere bilirsen, bitir isini.
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: emredersiniz.(telefonu kapayir)

+Beykoz.Bir "Yuyucu Tozu" Holdingi.-Yaşar Katırcı'nin mekani+
(Yaşar Katırcı kendi odasinda oturup televizyon izliyor(sol eli ile kalem oynatiyor)..bu sirada adami İlhan Yıldız iceri girer.)
ÎLHAN YILDIZ: ağam...biri gelmis senle goruşmek istiyor.
YAŞAR KATIRCI: kimmis?
FUAD SERIFOV: Kazım Kaşifoğlu...
YAŞAR KATIRCI: Kaşifoğlumu?...yine ne derdi var onun?(kendi-kendine)
ÎLHAN YILDIZ: ağam, burakiyimmi?Gelsinmi?
YAŞAR KATIRCI: evet
(...İlhan disari cikiyor, bir kac saniye sonra Kazım Kaşifoğlu odaya dahil olarak, once Yaşarla selamlasiyor, sonra karsinda koltukta oturuyor...)
YAŞAR KATIRCI: bir sey istermisiniz, cay,kahve?
KAZIM KAŞÎFOĞLU: ben buraya icmeye deyil, sizinle konusmaya geldim.(ciddi)
YAŞAR KATIRCI: buyurun, sizi dinliyorum.
KAZIM KAŞÎFOĞLU: size bir onerim var.
YAŞAR KATIRCI: ne oneridir, acaba?
KAZIM KAŞÎFOĞLU: yeni "konsey"inizin başina beni getirin
YAŞAR KATIRCI: ne?

+Polatin ofisi.+
(Polat kendi odasinda oturmus "1473" isimli kitap okuyor.Bu sirada adami Abdülhey telasli halde iceri girer.)
POLAT ALEMDAR: ne oluyor, Abdülhey, bu ne telas?
ABDULHEY: abi, Alper'ler-den haber geldi, qaliba profesor Celal Kadirovu öldurecekler...(telasli)
POLAT ALEMDAR: ne? Nasil?(heyacanli)

--1.bölümün sonu...--[/SIZE]

b ö l ü m s o r u l a r i:
1)Sizce Polat ne yapacak?
2)Lutfen yorum yazarken bu bölümdeki en cok begendiyiniz sahneni gösterin...(sahne basligi yeterli)?
3)Bu bölümdeki en begenmediyiniz sahne hangisi?
4)Dizideki favori(sevdiyiniz) karakter?
5)Dizide hiç sevmediginiz karakter?
6)Bir de sizce bu bölüme 10 puan üzerinden kaç puan verersiniz?
7)Yeni bölüm için önerileriniz, fikirleriniz ve tahminleriniz?

[/SIZE]ır;
ZERDÜŞT / Volkan Özgömeç;

ZÜLFÎKAR AĞA / Halil İbrahim Kalaycıoğlu;
ÎZZET / Erol Tezeren;
YAŞAR KATIRCI / Seda Yıldız;
HAŞÎM AĞA / Şahin Çelik;

TUNCAY KANTARCI / Osman Wöber;
HÜSNÜ YALINKILIÇ /Adnan Erdoğan;
MEHMET FİKRET HAZARBEYOĞLU / Neco;
İBRAHİM VELİD / Payidar Tüfekçioğlu;
PERÎ VELİD / Ceren Olcayto;

DAVUT TATAROĞLU / Can Gürzap;
ÎNCÎ TATAROĞLU / Sema Şimşek Hakkı;

Bölüm oyunculari: Aron'un adami UZUN; profesör CELAL KADÎROV; Ülkücü AYSEL MAHMUTOVA; Yaşarin adami ÎLHAN YILDIZ; Davut'un adami HAKKI BAFRALI...

Yapim: "KARDEŞLER PRODUCTION" & *AY-YILDIZ PRODUCTION*
Hikaye ve Kurgu: ELŞEN ÎSMAYILOV(shirvani)
Senaryo: ELŞEN ÎSMAYILOV(shirvani) & TOLGA ÇAKIR
Konsept Danişman: TOLGA ÇAKIR
Grafik tasarim: Vatabay & ELŞEN ÎSMAYILOV(shirvani)
Yapimci: ELŞEN ÎSMAYILOV(shirvani)[/FONT][/COLOR][/B]

*bu senaryoda anlatılan kişi ve kurumlar tamamen gerçek hayatdan alintidir, bazi isimler değiştirilmiştir...*

>1.bölüm başlar...<[/CENTER]

--2011. yil. yaz..--
+Türkiye.Îstanbul.Polatin ofisi+
(Polat kendi ofisinde oturmuş, Îhtiyarlarin ona verdiyi "Suriye ile ilişkiler ve Türkiye’nin ‘Yeni Ortadoğu politikası" adli bir kitap okuyor...)
POLAT ALEMDAR: (okuyor) Türkiye, Suriye için çok risk aldı, çok yatırım yaptı. Suriye, Irak’tan sonr ABD’nin hedefindeki ikinci ülkeydi.
Amerika’nın tüm tehdit ve uyarıların rağmen Türkiye bu ülkeyi adet Amerika’nın pençeleri arasından çekti aldı. Bugün ise tıpkı Libya ve Yemen
gibi Suriye de çöküyor. Nüfusları % 10’u bile bulmayan Aleviler 40 yıldır
sürdürdükleri zorbalıkla-idare anlayışını bundan sonra da sürdürebileceklerini sanıyorlar. Esad Yönetimi Türkiye’nin her fırsatta dile getirdiği reformlar için çok geç kaldı.
Ve Nusayriler çok iyi biliyorlar ki ülke demokratikleşirse iktidar ve tüm ayrıcalıkları ellerinden kayıp gider. Suriye’nin çöküşü Türkiye açısında bakıldığında Libya veya Yemen’e benzemiyor. Suriye çökerse bunun Kürt sorunundan ekonomiye birçok
konuda Türkiye’yi de sarsacağı
aşikâr. Çünkü Suriye komşumuz olmanın ötesinde Türkiye’nin sosyal, kültürel, etnik ve ekonomik açılardan
uzantısı gibi. Dahası Suriye hem coğrafi hem de kültürel açıdan Ortadoğu’nun giriş kapısı gibi. Türk ihracat malları bu
ülke üzerinden diğer ülkelere taşınıyor. Tüm bu etkenlerin ışığında denebilir ki Suriye ile ilişkiler Türkiye’nin ‘Yeni Ortadoğu
politikası’nın bel kemiğini oluşturuyor.
Peki, Suriye çökerse bu çöküş yeni Türk dış politikasının da çöküşü
anlamına gelir mi? Başka türlü soracak olur isek bazılarının iddia
ettiği gibi Davutoğlu Suriye ve genel olarak Ortadoğu politikalarında
başarısız mı? Dış politikada başarı-başarısızlık
muhasebesinde 3 temel ölçüt vardır:
a)siyasi
b) ekonomik çıkarlarınızı
koruyabiliyor musunuz
c) onurlu bir
dış politika izliyor musunuz? Türkiye
ABD’nin Suriye’ye girmesini engellerken ve Suriye’yi dış dünya ile
entegre etmeye çalışırken çok
haklıydı. Böylece bölgesinde ikinci bir
Irak trajedisi yaşanmasına engel oldu.
Sınırlar gevşetildi, ekonomik ve siyasi
ilişkilerin önündeki engeller kaldırıldı. Suriye’ye Ürdün, Lübnan ve diğerleri
de eklendi. Türkiye Doğu ile gelişen
ilişkileri sayesinde Batı’da yaşanan
ekonomik krizlerden de kendisini
korumasını bildi. Ayrıca bu çabası
sayesinde bölgede büyük bir saygınlık elde etti. Kısacası Türkiye’nin Suriye
politikası Arap Baharı’na kadar her
açıdan başarılı bir dış politikadır. En
önemlisi Türkiye’nin Suriye politikası
ideolojik tercihlerin ötesinde bir
politikadır. Nitekim ilk yıllarda dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de ABD’nin tehditlerine rağmen Şam’ı ziyaret ederek yeni
Suriye politikasına katkı vermiştir. Arap Baharı patlak verdikten sonra Türkiye’nin Ortadoğu politikasında
ciddi değişiklikler olmuştur. Ancak
burada da ilkesizlikten ziyade, yeni
şartlara gerekli cevapları vermek
vardır. Başka bir ifade ile değişen Türkiye değil, muhatapları
olmuştur. Türkiye yaşanan ayaklanmalara ve olağanüstü
karmaşaya rağmen istikrarı, diyaloğu
ve işbirliğini savunmaya devam
etmiştir. Çatışmaların barışçıl araçlarla
durdurulabilmesi için elinden gelen
çabayı göstermiştir. Bir yandan diktatörlerin insan hakları ihlallerine
karşı çıkılmış ve zor durumda kalan
siviller risk alınarak çatışma
bölgelerinden tahliye edilmiştir, diğer
taraftan ise çatışan tarafları uzlaştırma
gayreti içinde olunmuştur. Libya bunun iyi bir örneğidir. Türkiye b tavrıyla zaman zaman ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamamış görünse de,
günün sonunda kazanan taraf
olmuştur. Mısır’da çatışmalar nedeniyle
duran ekonomik ilişkilerin düzenin nispeten kurulmasıyla önceki
durumundan daha iyi bir noktaya
çıkması bunun göstergesidir. Suriye’de
de Türkiye şu ana kadar ilkeli davranmaktadır. Sadece kendi
çıkarlarını korumamakta, Suriye’nin de
çıkarlarını gözetmektedir. Kısa vadede
böylesine zorlu bir dış politikayı
yürütmek bazı kayıplara yol açabilir.
Ancak olaylar durulup, toz duman dağıldığında hem Türkiye hem de
bölge kazanacaktır..(kitapi bağlar ve masasinin alt hissesindeki kucuk seyfe koyar)
(...bu sirada kapi açilar ve içeri adami Abdülhey girer...)
ABDULHEY: Abi,...
POLAT ALEMDAR: evet?
ABDULHEY: "Îhtiyarlar Başkani" seninle görüşmek istiyor.
POLAT ALEMDAR: buradami?
ABDULHEY: hayir, senle gizli bir yerde gorusmek istiyor(elini cebine aparar ve bir zarf çikarip Polata verer)
POLAT ALEMDAR: bu ne?(zarfi açar ve bakar)
ABDULHEY: abi, senle goruseceyi yerin adresi...
POLAT ALEMDAR: allah, allah?(zarfa dikkatle bakar)

+Arnavutköy.Şamir'in mekani+
(.Şehir kenari villa...Villada karanlik bir odada Şamir ve adami Kaşifoğlu sohbet ediyor.)
KAZIM KAŞÎFOĞLU: beni neden çagirdiniz?
ŞAMÎR HEBRON: duydum ki, bu aralar TC Suriye ile baya iygileniyormuş, eğer "Îhtiyarlar" Polati bu işe de soksalar,Îsrail(Filistin) gibi olmasina asla müaside etmem.(yumruğunu sikar)
KAZIM KAŞÎFOĞLU: efendim, siz hic merak etmeyin, Ersoy Ulubey'in kisasini Polat'dan alicam.Eğer Suriye'ye birileri gidecekse onlar bizim adamlarimiz olucak.
ŞAMÎR HEBRON: bilmiyorum,(gururlu) nasil yaparsan, yap, ha, bu arada Hamit ve diğer Ersoy'un kalan adamlari ile Aron birleşecemiş.Sakin buna müsaide etme, Hamit'le ve "konsey"in diğer üyeleriyle konuş, ikna et onlari, yaşamak istiyorlarsa,(ciddi) bize yaklaşsinlar.
KAZIM KAŞÎFOĞLU: emredersiniz.(ayaga kalkar ve çikar)

+Gazi Osman Paşa+
(.Gece saatleri.
Mezarlik..Polat zarfda yazilan yere gelmis, gözlemekdedir...bir kac dakika sonra uzakdan bir isilti gorur...yakinlasdikca tanimaya baslar.Gelen "Îhtiyarlar başkani"dir.Selamlasip Polatin karsisinda durar...)
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI":Tekrar hoşgeldin Polat.
POLAT ALEMDAR: Hoşbulduk.
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": doğrusu Ersoy Ulubey ve "Gladio" konusunda beklediğimizden daha iyi bir is çikardin. Seni tebrik ediyoruz."Örgütün" de bir çok önemli isimlerini de-şifre etdin.Seni kutlariz.
POLAT ALEMDAR: Teşekkür ederim.
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Senin Îskender Büyük, onun yapilanmasi, Ersoy Ulubey'in uyuyan hücrelerini çökertmen bizim sadece Turkiye'deki
elimizi rahatlatti.Ancak şimdi uzun bir aradan sonra daha buyuk bir duşmanla kapişacagiz gibi duruyor.
POLAT ALEMDAR: Kim?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Îsrail ve onun tarafdarlari.
POLAT ALEMDAR: Ne icin kapişicaz ?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Tabi ki bize ait olanlar icin.
POLAT ALEMDAR: Nedir bize ait olan?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": Türk ve islam düyasi.
POLAT ALEMDAR: peki Suriyede ABD ile bir hareket edecekmiyiz?
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI": evet,
CIA Başkanı ile bir kez daha
konuşuldu. Ama "Bu
kez somut istekler seslendirildi", "Türkiye, Suriye'de reformlardan yana ağırlığını koyacak. Bunun karşılığında ABD, Kandil'i temizleyecek.
POLAT ALEMDAR: ama şunlara nasil güvenilir? "Tilki"nin sözüne inanmak olmaz!
"ÎHTÎYARLAR BAŞKANI":malesef şuanki politika bunu gerektiriyor, "kurt'un çakali mahv etmesi için tilki'den, kara karga'dan yararlanmak zorundadir."

+Çatalca.Aron'un karargahi+
(Genis bahcesi olan 3 katli karargah.(karargahin guvenliyi 15 silahli koruma ve mobese kamemeralari, siqnal sisteminin olmasi ile saglanir)...karargahin sahibi Aron Feller kendi odasinda televizyon izliyor..)
-spiker-: Suriye askerleri, Suriye'nin Türkiye
sınırı yakınındaki Harapcöz köyüne girdi. Bölgede bulunan AA muhabiri, Hatay'ın Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi köyünün hemen karşısındaki köyde askeri hareketliliği görüldüğünü ve köylülerden Suriye askerlerinin köye girdiklerine yönelik telefonlar aldıklarını belirtti. AA muhabiri, Suriye askerlerinin köydeki gözetleme kulesine daha önce köylüler tarafından çekilen Türk
bayrağını indirerek yerine Suriye bayrağını astıklarının gözlendiğini kaydetti..
ARON FELLER: (sinirli kendi-kendine) tam TC'ni yumuşak yerinden yakalamişken tüm bu olaylar hiç iyi olmadi.Şamir de Ortadoğudaki Örgütleri hala desteklemekte.(azacik sevincli) Ama sonunda Îsrail'in diktatörlerini devirip, ABD'ni diğer Cumhuriyetler arasinda "Demokrasi Tanrisi" elan ediceğiz...Tabi ki, bu bize Tüm dünyayi işgal etmemiz icin gereklidir...
(...bu an kapi acilar ve içeri Aron'un adami "Uzun" girer...)
"UZUN": efendim...
ARON FELLER: ne var?
"UZUN": yeni proje icin adamimizi iceriden çikaracakmiyiz?
ARON FELLER: (elini asasina dayar ve bir sure duşunur) evet, tabi ki...Şamir'i yalniz kendisi gibi "süper terörist" bitire biler. (guler)

+Gazi Osman Paşa+
(.Bir Otel.
in konuk salonunda Turkiyedeki Turk Halklari numayendeliklerinden ibaret bir muşavire keciriliyor.Her Turk devletinden gelen numayendeler(elm, tahsil, incesenet, devlet bakanlari, hukuk memurlari, jandarma subaylari ve s.) elece de profesor Celal Kadirov musavirede bulunuyor.Tribüne növbe ile her turk devletinden birer-birer konuk cikarak kendi sozunu soyluyor...Növbe Azerbaycani elm ve eğitim sahesinde temsil eden Ülkücü Aysel Mahmutova'ya gelir...)
AYSEL MAHMUTOVA: Iki Devlet Tek Millet Olarak Azerbaycan-Turkiye Birleşsin - Gectigimiz mayis ayinin ilk gunlerinde Türkiye ve Azerbaycan'in üst makamlari tarafcndan Türk-Islam Birliği'nin kurulmasi yolunda önemli bir adim atildi. Îki Musluman kardes ulkenin liderleri, "Iki devlet tek millet" olma yonundeki temennilerini ve onumuzdeki donemde bunu gerceklestirmek icin yapacaklari çalişmalari accklayarak Turk - Islam Birligi'ni buyuk bir heyecanla bekleyen cevrelere onemli bir mujde verdi. Hic kusku yoktur ki Sayin Celal Kadirovun oncusu oldugu ve uzun yillardir bu dogrultuda gerceklestirdigi calismalarin akabinde yasanan bu gelişmeler, Allah'in izniyle Islam ahlakinin dunya çapindaki aydinlik geleceğinin bir baslanğicidir. Turkiye; gelistireceği stratejilerle hem tum Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'da kalccc barişi temin edebilecek, hem de böyle bir birliktelikten olusacak ekonomik gucu en hakkaniyetli sekilde idare edebilecek bir tarihi birikime sahiptir. Hicbir maddi deger; tarihe yon vermis, insanliği, barişi, adaleti ve huzuru getirmis, zengin bir kulture sahip, koklu bir medeniyetin kurucusu olan bir milletin sahip oldugu tecrubenin yerini tutamaz. Gecmiste oldugu gibi bugun de Musluman Turk Milleti; sabri, imani ve guzel ahlaki ile mazlumun yaninda, zalimin karscscnda yer alacak, farklc kulturlerden ve kokenlerden gelen insanlari adalet ve hosgoru potasinda birlestirecek ve tum dunyanin ozlemini cektigi bariş ve guvenlik ortamini olusturacaktir . Bu bakimdan , tarih boyunca cihan devletleri kurarak kitalari nizama sokmus , orfunu, kulturunu buyuk bir ask ile muhafaza etmis olan Musluman Turk Milleti cok onemli bir donemectedir. Turk- Islam Birligi'nin kurulmasc tum Islam ve Turk dunyasc tarafcndan sevkle ve heyecanla beklenmektedir. Bu birligin ilk ve en onemli adcmc, Azerbaycan ve Turkiye'nin iki devlet, tek millet olarak birlesmesidir..Ben simdi buraya alkislarinizla sayin profesor Celal Kadirovu davet etmek isteyirem.
(...tribune alkişlar altinda profesor Celal Kadirov cikiyor...bu arada gelen konuklar arasinda bir "siyah gozluklu ve uzun siyah montlu" biri onu çakdirmadan izliyor...)

+Fransa..Fleury
Merogis Cezaevi+
(Hapisane mudurunun odasinda mudur ve Davut'un yeni sağ kolu, esas adami Hakkı Bafralı yuz-yuze oturmus sohbet ediyorlar...)
-Hapisane muduru-: bakin, sayin Hakkı bey, siz beni cok zordurumda burakiyorsunuz.(heyacanli)
HAKKI BAFRALI: ne zor durumu lan, hey ay parani biz vermiyormuyuz?(sinirli)
-Hapisane muduru-: veriyorsunuz, ama?(mahcup)
HAKKI BAFRALI: ne amasi, hic bir bahane istemem adamimizi icerden cikart, vessalam...(sag elini masaya cirparak)
-Hapisane muduru-: bir sey ayarlamaya calisirim...(korkarak)
HAKKI BAFRALI: ayarlama, hall et, yoksa (sag eli ile yumruk gosterir)

+Türkiye.Istanbul.
Qazi Osman Paşa+
(.Bir Otel.Otelin konuk salonunda Turkiyedeki Turk Halklari numayendeliklerinden ibaret bir musavire keciriliyor.Celal Kadirov tribunde konusuyor...bu arada gelen konuklar arasinda bir "siyah gozluklu ve uzun siyah montlu" biri onu cakdirmadan izliyor...daha sonra her kesden uzak bir semte kisilip, cep telefonunu cikariyor ve bilinmez bir numaraya zeng ediyor...)
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: efendim, siz Celala akillansin diye son bir sans verdiniz, ama, o hep kendi bildiyini yapiyor...
-ses-: o şimdi nerede?
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: Istanbulda.Bir Otelde Turk Halklarinin musaviresinde.
-ses-: becere bilirsen, bitir isini.
-"siyah gozluklu ve uzun siyah montlu"-: emredersiniz.(telefonu kapayir)

+Beykoz.Bir "Yuyucu Tozu" Holdingi.-Yaşar Katırcı'nin mekani+
(Yaşar Katırcı kendi odasinda oturup televizyon izliyor(sol eli ile kalem oynatiyor)..bu sirada adami İlhan Yıldız iceri girer.)
ÎLHAN YILDIZ: ağam...biri gelmis senle goruşmek istiyor.
YAŞAR KATIRCI: kimmis?
FUAD SERIFOV: Kazım Kaşifoğlu...
YAŞAR KATIRCI: Kaşifoğlumu?...yine ne derdi var onun?(kendi-kendine)
ÎLHAN YILDIZ: ağam, burakiyimmi?Gelsinmi?
YAŞAR KATIRCI: evet
(...İlhan disari cikiyor, bir kac saniye sonra Kazım Kaşifoğlu odaya dahil olarak, once Yaşarla selamlasiyor, sonra karsinda koltukta oturuyor...)
YAŞAR KATIRCI: bir sey istermisiniz, cay,kahve?
KAZIM KAŞÎFOĞLU: ben buraya icmeye deyil, sizinle konusmaya geldim.(ciddi)
YAŞAR KATIRCI: buyurun, sizi dinliyorum.
KAZIM KAŞÎFOĞLU: size bir onerim var.
YAŞAR KATIRCI: ne oneridir, acaba?
KAZIM KAŞÎFOĞLU: yeni "konsey"inizin başina beni getirin
YAŞAR KATIRCI: ne?

+Polatin ofisi.+
(Polat kendi odasinda oturmus "1473" isimli kitap okuyor.Bu sirada adami Abdülhey telasli halde iceri girer.)
POLAT ALEMDAR: ne oluyor, Abdülhey, bu ne telas?
ABDULHEY: abi, Alper'ler-den haber geldi, qaliba profesor Celal Kadirovu öldurecekler...(telasli)
POLAT ALEMDAR: ne? Nasil?(heyacanli)

--1.bölümün sonu...--[/SIZE]

b ö l ü m s o r u l a r i:
1)Sizce Polat ne yapacak?
2)Lutfen yorum yazarken bu bölümdeki en cok begendiyiniz sahneni gösterin...(sahne basligi yeterli)?
3)Bu bölümdeki en begenmediyiniz sahne hangisi?
4)Dizideki favori(sevdiyiniz) karakter?
5)Dizide hiç sevmediginiz karakter?
6)Bir de sizce bu bölüme 10 puan üzerinden kaç puan verersiniz?
7)Yeni bölüm için önerileriniz, fikirleriniz ve tahminleriniz?

[/SIZE][/B]