Tiyatro Cef'ten Sahnelere Başarısız Bir Adım

Tiyatro Cef'ten Sahnelere Başarısız Bir Adım

Tiyatro CEF Soner Olgun'un “Letafet” isimli oyunu ile kısa bir zaman önce Muammer Karaca Tiyatrosu'nda perdelerini açtı. Henüz çiçeği burnunda bir topluluk olan Tiyatro CEF, daha çok müzisyen kimliğiyle tanıdığımız Dramaturg Soner Olgun'u da yazmış olduğu bir oyunla ilk kez seyircilerle buluşturuyor. Hüseyin Avni Danyal, Zeynep Gülmez, Mert Yavuzcan ve Galip Erdal'ın rol aldığı oyunun yönetmenliğini Murat Karasu yapıyor. Oyunun müzikleri ise yine oyunun yazarı Soner Olgun'a ait. Oyunun kısaca konusu ise şöyle:

Kaçamak bir ilişki amacıyla Letafet isimli kadının evine giden evli ve genç bir adam gittiği evde ekipler tarafından basılır, ama genç adam polislere yakalanmadan evden kaçmayı başarır, yinede polisler gencin peşini bırakmaz, böylece bir kovalamaca başlar genç adam bu kovalamaca sırasında çöp toplayıcısı Derviş ile karşılaşır, sonrasında bu iki adamın aşka, kadınlara ve hayata dair yaklaşımları seyircilere aktarılır.

Baştan sona vasatın üzerine geçemeyen oyun, klişe sayılacak kadın - erkek ilişkileri, insan ve sistem üzerine de eleştiriler getiriyor: Arayış içinde olan genç adam ile hayattaki gereksizliklerden arınan (Bir nevi Diyojen) Çöp toplayıcısı Derviş'in karşılaşmaları; sistemin kustuğu duygusuz, bencil ve açgözlü bireyin eleştirisini amaçlıyor.Genç adamın kendi içindeki hesaplaşmaları; yaşadıklarımızı, yaşayamadıklarımızı ve yaşamak istediklerimizi düşündürürken; komiser, Derviş ve genç adamın aktarımlarıyla, sahnede gördüğümüz Letafet karakteri; kadına nesnel olarak bakamayan, farklı anlamlar yüklerek ilahlaştıran ya da metalaştıran, kısaca eşit ilişkiler kurmasını beceremeyen, erkek egemen bakış açısını eleştiriyor. Genç adamın evlilik hayatını anlatan geçmişe dönüş sahnelerinde ise; kadınların sıkıntıları, beklentileri ve bakış açıları genç adamın eşi Sibel karakteri ile seyircilere aktarılıyor.

Oyunu vasatı indirgeyen temel nedenlerden biri de karakterlerin çok kaba ve basit şekillerde çizilmiş olması, izleyenler daha ilk sahneden oyunun nasıl gelişeceğini ve ne şekilde sonlanacağını rahatlıkla tahmin edebiliyor. Genç adam ile Derviş karakterleri bay doğru ve bay yanlış izleniminden öteye geçemiyor. Ayrıca genç adamın peşine takılan komiser tiplemesi de gerçekçi olmayan zorlama bir rol kişisi olarak oyundaki yerini alıyor. Yazar komiser tiplemesini her ne kadar oyunun gerilimin arttırmak amacıyla kullanmış olsa da kurguda dramatik bir yükseliş sağlayamadığı için izleyicide her hangi bir merak yaratamıyor. Oyundaki Sibel karakteriyle de sadece kadın gözüyle erkek eleştirisini verebiliyor.

Genel anlamda vasatın üzerine geçemeyen oyun için, yalnızca oyun müziklerinin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Oyun müziklerinin de yine yazara ait olduğunu düşünürsek; oyunun yazarı ve bestecisi Soner Olgun'u ilerki zamanlarda yine müzik çalışmalarıyla (Tabi ki Tiyatro Alanında) görmek tiyatroseverler için çok daha mutluluk verici olacaktır.

Öney Olcaytu